VakıfBank Kültür Yayınları (VBKY), Niklas Luhmann’ın “Yeni Şef: Bürokratik Tutuculuk ve Liderlik” adlı eserini yayımlıyor. M. Şahin Garipbaş’ın çevirisiyle Türkçeye kazandırılan eser, sadece sosyologların değil çalışanların ve yöneticilerin de merak ettiği konular arasında bulunan iş yaşamında kurulan sosyal ilişkileri mercek altına alıyor.
Güvene dayalı iş birliği
“Yeni Şef”, “Sosyal Düzenin Doğaçlama Oluşumu”, “Gözetim veya Üstleri Yönetme Sanatı” ve “Kanıtlar” başlıklı dört bölümden oluşan kitapta yazar, patron ve çalışan arasındaki çatışmaya dair şu gözlemlerini okurla paylaşıyor: “Aslında, üstler ve astlar arasındaki açık çatışmalar nadirdir ve bu her daim güç ilişkilerinin bozulması anlamına gelir. Güvene dayalı iş birliği sayesinde güç her iki tarafta da artırılabilir. Buna karşın sabotaj ise durağanlığa sebep olur ve gerçekten sadece bürokratik değil siyasi bir anlam ifade edebilir. Böyle bir sistem, her iki tarafın da kendi güçlerinin menfaati için karşısındakinin gücünü koruması ve ona saygı duymasıyla kendi kendini dengeler.”
Statü eşitliği neden korunmalıdır?
Herhangi bir iş yerinde iyi bir yöneticinin sahip olması gereken iki temel özelliklerden birinin “dayanma ve gerilimi dengeleme yeteneği”, ikincisinin ise “sürekli diyaloga girme isteği” olduğunu belirten Niklas Luhmann, statü eşitliğinin tüm kademe ilişkileri içinde en hassas yaklaşılması gereken konu olduğunu ve dikkatle korunması gerektiğine dikkat çekiyor.
“Yeterli bilgi edinememe, çoğu zaman, en iyi ihtimalle, yarı meslektaş sayılan bir şefin kaderidir. Salt meslektaşlık aracılığıyla onun sadakatini ve sağduyusunu güvence altına almak ve kapsamlı iletişim ağını kontrol etmek oldukça güçtür. Bu nedenle onunla olan ilişkilerde dikkatli olunması tavsiye edilir. Bilhassa kendisi, meslektaşlar arasında pek yaygın olmayan ve eşitsizliği göstermek için eşitlik vurgusu olarak ima edilen “sayın meslektaşım” hitabını kullanıyorsa.”
Niklas Luhmann’ın Yeni Şef’i, çalışanlar ve üstleri arasındaki ilişkilere yeni bir pencereden bakıyor. Eser, modern dünyada irili ufaklı çeşitli kamu ve özel işletmelerin, çalışanları ve şefleri arasındaki insani ilişkilerin nasıl düzenlendiğini ve bu ilişkinin dinamiklerini çözümlemeye çalışıyor.
Kitaptan
“Yönetici değişikliği idari rutinde heyecan verici ve nadir görülen olaylardan biridir. Seçim sonuçları belli olduğunda ve yeni bir rejim ihtimali söz konusu olduğunda bakanlıkların koridorlarındaki gerginliği hissedebilirsiniz. Akabinde işler neredeyse tamamen durur. Zira kimse ne bekleyeceğini bilemez ve bir süre, âdeta dedikodularda teselli arar hâle gelinir. Bir bölüm yöneticisinin işten ayrılmasının etkisiyse nispeten daha azdır. Fakat bu da ilgi çekici, özel bir durumun ortaya çıkmasına sebep olur: Halef-selef meselesi, idari bir organizasyonun en alt kademelerine kadar popüler bir sohbet konusudur.”
Niklas Luhmann kimdir? (1927-1998)
Bielefeld Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü olarak çalışmıştır. Suhrkamp Yayınları tarafından yayımlanan son eserleri: Aşk, Bir Deneme (2008), Politik Sosyoloji (2010), Sistemdeki Güç ile Olasılık ve Hukuk (2012). Disiplinler arası Bağlamda Hukuk Teorisi (2013).
M. Şahin Garipbaş kimdir?
1986 yılında İstanbul’da doğdu. 2003 yılında Yeni Levent Lisesi’nden mezun olmuş, 2011 yılında Almanya’nın Beuth Berlin Teknik Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği Bölümünü bitirmiştir. Hacettepe Üniversitesi’nde ilgi alanı olan Siyaset Bilimi dalında yüksek lisansını tamamlamıştır. Almancadan Türkçeye kazandırdığı eserlerin yanı sıra hâlen özel sektörde görev yapmakta olup evli ve bir çocuk babasıdır.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.